Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zirâ maksuda ulaşmak için murad edilen her şey, maksuda ulaşınca kıymetini yitirir.
Sayfa 9 - İnsan Yayınları
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HEGEL
"Minerva'nın baykuşu, alacakaranlıkta uçmaya başlar." Hegel'in bu büyüleyici deyişine sadık kalarak, bir alacakaranlık vaktinde yazmaya koyuluyorum bu satırları. Kitap bitmiş ve alacakaranlığında, Minerva'nın baykuşu uçmaya, ben eser üzerinde düşünmeye hazır bir haldeyim… Hegel... Felsefe camiasının çalkantılı ismi. Benim için Hegel
Hegel
HegelFrederick C. Beiser · Alfa Yayıncılık · 201926 okunma
Reklam
Nasıl ki insanoğlu bu âlemde yaşayabilmek için tabiatla bedenen tekemmül ediyorsa, aynı şekilde bu âlemde yaşayabilmek için şeriatle ruhen tekemmül etmesi vaciptir. Bedenlerin kemâle ermesi için, tabiatı hükmü altına alan melekler yaratılmıştır. Ruhların kemâle ermesi için de şeriatın müdebbiri olan peygamberler gönderilmiştir.
Sayfa 149 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar varolmakta Allah'ın emrine muhtaçsalar, nasıl kendi kendine varolamıyorlarsa, aynı şekilde mevcudiyetlerini devam ettirebilmek için O'na muhtaçtırlar. Mevcudat mevcudiyetini kendi kendine devam ettiremez. Şanı yüce olan Allah, tasarrufuyla, mülk ve melekût âlemini ayakta tutar.
Sayfa 149 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Ayrıca Allah-u Tealâ, peygamberlerin lisanıyla, emretti, nehyetti, müjdeledi, korkuttu, vaad etti ve cezaları haber verdi.
Sayfa 149 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Mevcudatın kemâlatı, onların emri kabul etmesidir. Mükelleflerin kemâlatı da, onların sevabı kabul etmesidir. Allah'ın emrini kabul etmeyen Hakk'ın âleminden çıkarılır. Bu ise lanetlenmek demektir. Allah'ın emrini kabul eden kimse Sevab âlemine dahil edilir. Onda melekiyet tahakkuk eder. Onun hali, secde ile emredilmiş olan meleklerin haline benzer. Nitekim onlar, Allah'ın emrini kabul ederek Sevab âlemine dahil olmuşlardır.
Sayfa 148 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Allah-u Teâlâ Hakîm'dir. Çünkü, hikmet ya eşyanın hakikatini bilmek demektir ki, eşyanın hakikatini Allah'tan daha iyi bilen yoktur veya bir fiili tertipli, sağlam, kâmil ve güzel bir şekilde yapmak demektir ki, O'nun fiillerinin bu vasıflara haiz olduğu kesindir.
Sayfa 140 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Nitekim Allah’ı bilmeye götürmeyen her ilim faydasızdır.
Sayfa 135 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Hayat-ı tayyibe ölümden sonradır. Gerçek hayat ahiret hayatıdır. Nitekim: “Gerçek hayatın ahiret yurdunda olduğunu keşke bilseler” buyurulmuştur.
Sayfa 135 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Marifetin zevkini cennet nimetlerinden hakir görmek marifetsizlikten kaynaklanır. Zira, marifetullahı tatmayan kimse onun zevkini idrak edemez. Eğer bir kimse az bir marifetle iktifa ederse ve kalbini dünyevî şeylerle doldurursa, hiç marifetin zevkini tadabilir mi? Ariflerin marifetlerinde, tefekkürlerinde ve münacaatlarında öyle zevkler vardır ki, bunlara karşılık olarak cennetler kendilerine verilmiş olsa asla değişmezler. Ayrıca cennet nimetleri kâmil bir lezzete sahip olmasına karşın likâ ve müşahede ile kıyaslanamazlar. Tipkı maşuku hayal etmekle, onu görmenin kıyaslanamayacağı gibi.
Sayfa 133 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
O halde cennet nimetleri, Allah'a olan muhabbet nisbetinde olur. Muhabbetullah da marifet nisbetinde olur. Saadetlerin aslı marifettir.
Sayfa 132 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Dünyada Allah'ı bilmeyen kimse, ahirette O'nu göremez. Çünkü dünyada dost olmayana, ahirette dost olunmaz. Ancak ekim zamanı tohumunu atanlar, hasad zamanı ekin elde edebilirler.
Sayfa 133 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Marifet, ahirette müşahedeye dönüşen bir tohumdur. Nasıl ki toprağa atılan tohumlar ağaç oluyor veya ekin haline geliyorsa, dünyadaki marifet ahirette müşahedeye dönüşür. Elinde hurma çekirdeği olmayan hurma fidanına nasıl sahip olabilir.
Sayfa 132 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Marifet, ahirette müşahedeye dönüşen bir tohumdur. Nasıl ki toprağa atılan tohumlar ağaç oluyor veya ekin haline geliyorsa, dünyadaki marifet de ahirette müşahedeye dönüşür. Elinde hurma çekirdeği olmayan, hurma fidanına nasıl sahip olabilir. Aynı şekide dünyada marifetullaha sahip olmayan, ahirette O'nu nasıl müşahede edebilir.
Sayfa 132 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Yedi Bin Sene
Yine bu ruhlardan kimisi de vardır ki madeni tamamen çürüyen bir ayna haline gelmemiştir. Kalın pas tabakasının altındaki madenî kısmı sağlam olan bir ayna gibidirler. İşte böyle ruhlar ateşe atılır ve böylece onlardaki paslar (günahlar ve masiyetler) giderilir. Böyle ruhlar, temizlenmeye olan ihtiyaçları nisbetinde ateşte kalırlar. Nasıl ki pas tabakası kalın bir aynayı temizleme için fazlaca bir uğraşıya ihtiyaç varsa; aynı şekilde fazla kirlenmiş ruhların temizlenmesi için de ateşte fazlaca tutulmaları gerekir. Bunun en hafifi bir lahzadır. Mü'minler için en fazlası ise -hadiste varid olduğu üzere— yedi bin senedir. Bu dünyada kendisine bir toz kadar da olsa — masiyet esintisi değmeyen hiçbir ruh yoktur. İşte bu sebeple Allah-u Tealâ: “Sizden oraya (cehenneme) uğramayacak yoktur. Bu, rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür” buyurmuştur.
Sayfa 131 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.